İki-Üç Gündebirlik

Her gün kenara köşeye bir şeyler yazınca adı günlük oluyor da iki üç günde bir yazınca ona iki-üç gündebirlik denmez mi kardeşim. Yaptım olacak. Buralar bööööyle yazı dolacak !

Son günlerde neler yaşadım ? Düşünüyorum da bazıları hep monoton hale gelmiş. ( hem monotonu kullanıp hemde hep demek hiç mantıklı gelmedi ama ) Hatta bazıları dediğim şeyler günümün %67,82 sini kapsamış durumda. Örnek, “son 3 haftadır evimde kahvaltı yaptığımı hatırlamıyorum”. Bu cümleyi tırnak içine aldım çünkü bu kalıp asabımı bozuyo. Hatırlaman için ilk önce yapman lazım lan ! Neyse, yapmadım işte sonuç olarak. Biri 3 hafta boyunca sabah kahvaltıda ne yedin diye sorsa ( ki böle salak bi soruyu kimsenin sorcağına inanmıyorum ) 1. güne poğaça-çay yazıp, altına 20 tane “den den” işareti koyabilirim şuan için. Sabahları benim için olaylar şöyle gelişiyor;

– 08:10 , telefonu aldığımdan beri değiştirmeye üşendiğim alarm sesiyle birlikte söverek kalkıyorum yatağımdan

– 08:11, alarmı kapatıyorum !

– 08:53, fakültenin eşsiz manzarasına sahip olan (!) kantinimizde poğaça-çay menüm hazır. Afiyet bal şeker olsun.

Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi (bkz: Vizeden Önceki Gün) bir de sadece sınav haftalarında monotonlaşan olaylarım var. Mesela, sınav haftası gelip çattığında benim gözümde nedense herkes çancıdır abi, atarı kaçarı yok yani bunun. Elinde bi kağıt mı var, Aha çancı işte gel buraya !

“Oğlum kadir, boş kağıt var lan elimde kendinde misin sen ?”

“Banane lan, kağıt var mı var çancısın oğlum işte !”

gibi konuşmalar hep geçer o “çancıyla” benim aramda.Tabi herkesin çancı olduğuna inanmam, zamanla yerini paranoyaklaşmaya bırakıyor.

“Vayy, kadir nbr yaa ”

“Git lan, seni pis çancı seniii”

bu artık paranoyak kadirin cümleleri. ( bu dönemde söylediğim cümlelerin mesuliyetini kabul etmiyorum arkadaşlar şimdiden söyliyim.) Bu dönem fazla sürmüyo ama, sınavdan 1-2 saat öncesinde oluşan bi durum. Neyse ki önayın bile çancı olduğunu düşündüğüm anda paranoyaklaştığımı fark ediyorum, olayı bitiriyorum.

Vize haftası monotonlaşan önemli iki nokta daha var. Sınavdan önceki konuşmalar ve sınavdan sonraki konuşmalar olarak ayırabilirim. Bi nevi after-before olayı yani.Sınavdan önce en çok söylediğim şey ” Oğlum hiç bişi bilmiyom lan” dır galiba. Bu cümleyi grafik üzerinde, x doğrusuna “sınav yaklaştıkça” yazıp y doğrusuna da “Toplam söylenme” dersem eğer x² grafiğiyle çok rahat bi şekilde açıklamış olabilirim.

Sınav sonra ise herkesin sevdiği gibi benim de çok sevdiğim cümle ” Boş kağıt verdim abi” dir. Bu önerme, sınav sonuçları açılanana kadar herkes tarafından doğru kabul edilir. Yani p=1. Ama sınav sonucu açıklandığın da kağıdına 2 puan verildiğini gören benim gibi öğrenciler ( mesela Alper, gerçi o finalden 1 puan almıştı ama neyse ) , boş kağıt vermediklerini anlayarak büyük konuştukları için pişman olurlar. P=0.

Ve ! ve ! ve ! Sınavdan çıkılan bi ortamda kesinlikle “şemsiye” kelimesini çok duyarsınız. Fılsıltı bile olsa.

Not: Nedense aklım fikrim hep vizelerde, sınavlarda. Bende anlamadım. Çancı mıyım lan yoksa ben ?

Not 2 : Yok lan şemsiyenin etksidir o.

Kadir ÇELİK